.

Çarşamba, Ekim 21, 2009

köyümüz eski adını geri istiyor !


Köyümüz tatan adini yeniden istiyor !

Köyümüzün tarihsel adı zazakide TATA olup Dewa Tata denilirken Tatan Köyü şeklinde bir Türkçe karşılık verilebilir.Tata isimi binlerce yıldan bu yana kullanılmakta olup, bu konuda sitemizin geçmiş yıllardaki versiyonlarında bir kaç anlamla bunu açıklamaya çalışmıştık.
Tata veya Tatan kelimesinin anlamsal olarak binlerce yıl evvel bu topraklarda yaşamış medeniyetlerden Luvi-Hatti ve Hititlerde
- Tati
-Tat
-Datti
-Tatiş
gibi kavramların anlamı olan Baba veya Tanrı kelimesine denk düştüğü bilimsel olarak doğru kabul edilebilir niteliktedir.Nitekim baba kelimesiyle Tanrı kelimesi arasında paralellik kuran dünyanın dört bir yanından kültürler bulunmaktadır.Hatta bazılarında "Tata" kelimesi doğrudan kullanılmaya devam etmektedir.İşte bazı örnekler:

# Sümer dili...........................................................Ad,adda
# • Elam dili.............................................................Atta
# • Mitanni dili .........................................................Atta(i)
# • Hitit dili...............................................................Atta
# • Luwi ..................................................................Tati
# • Fiji....................................................................Tata
# • Samoa..............................................................Tata
• Nahuatl kızılderilileri...........................................Tata,tahtli

Son yıllara dek Tata kelimesinin tam açıklaması yapılamıyor ve Ermeniceyle bir bağ kurulmaya çalışılıp önceden buralarda ermeniler de yaşamış denilip geçiştiriliyordu.Ancak yaptığımız araştırmalar bizi köyümüzün adının binlerce yıl öncesine uzanan bir sırrını da ele veriyordu. Demekki eski uygarlıkların ifadesiyle "Tanrıların Köyü" / Tanrıların mekanı" olarak çevirmemiz mümkün olabilirdi bu isimi...

Anlamı her ne olursa olsun köyümüzde yaşlılarımızın Kimliklerinde 40-50 yıl öncesine kadar doğum yeri olarak geçen Tata veya Tatan adı 1940 ların sonunda önce Ağaçköprü adı olarak değiştirildi, sonrasında ise Güzelkent şeklinde yeni ve nispeten kulağa hoş bir isimle değiştirildi.Maksat bu isimi hafızalardan silmek, tarihsel bağlarını koparmaktı ama ne hatıralardan silindi bu isim ne yaşlılarımızın kimliklerinden ne özlemlerimizden...
İşte şimdilerde köyümüz yeniden eski adını özlüyor.12 Eylül darbesinin ön hazırlık aşamalarında mantıksız gerekçelerle değiştirilerek asimile etmenin parçası haline getirilen köy adımızı hayatın fiiliyatı içerisinde yeniden kullanmaya başladık.
Bunlar,
-Köyde kurduğumuz kütüphaneyi Tatan Halk Kütüphanesi olarak adlandırışımız,
-sitemizin adının vengetata (tata'nın sesi) olarak güncellenmesi
-Derneğimizin istanbul Valiliğine sunulan tüzüğünde "köyümüzün tarihsel adı" olarak Tatan" gibi kavramlara yer verilmesi.
-Tamamlanan çok amaçlı Kültürevimize projenin başından beri Tatan Kültürevi adını verişimiz

gibi örnekler olarak sıralanabilir.2009 yılı içerisinde köylere eski adlarının yeniden verilebilmesini içeren toplumsal algıdaki yenilenmelerle eş zamanlı olarak köy tabelamızda da "TATAN" adı yer almaya başladı...şimdi bir değil iki adı var köyümüzün
"Güzelkent Köyü -Tatan "....

Fotoğraf:V.B.
www.vengetata.com

Pazartesi, Ekim 19, 2009

Dernekte 18 Ekim toplantisi


Köy derneği 12 Ekim 2008 tarihinden sonra yine bir Ekim ayında başka bir halk toplantısı ile köy halkı ile bir araya geldi.Yönetim kurulu toplantıları dışında halkla bir kez daha buluşulmuş oldu.
18 Ekim 2009 tarihinde Dernek yönetiminin 2 hafta önceki çağrısı ile köy derneğinin Gazi Mahallesinde bulunan Bürosunda kalabalık bir toplantı gerçekleştirildi.
Değişik yaş grubundan köylülerimizin bulunduğu toplantıda Dernek başkanı Ali Kaya yaptığı açıklamada bu toplantının uzun süredir düşünülen bir buluşmanın gerçekleşmesi anlamına geldiğini, önce köy halkından belirli sayıda kişinin toplantıya davet edilmesinin düşünüldüğünü ancak sonrasında gelen teklifler üzerine çerçevenin daha geniş tutulması kararına varıldığını" söyledi.Kaya bu toplantının kapsam olarak derneğin özellikle 2. dayanışma gecesini gerçekleştirdiği 28 şubattan bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmaların da kısa bir özetinin açıklanmasına, yapılan harcamaların ve toplanan aidat ve bağışların halka duyurulmasının amaçlandığını" belirtti.
Çeşitli köylülerimizin söz aldığı toplantıda daha sonra 28 şubattan bu güne kadar toplanan bağışlar ve yapılan harcamaların listesi açıklandı.Köyde sürmekte olan Kültürevi çalışmasının tamamlanabilmesi için şimdilik yaklaşık 10 bin (10 milyar) liraya yakın bir meblağa ihtiyaç duyulduğu daha sonra açıklamalara eklendi.Bu paranın ulaşması durumunda 2009 yılı için herhangi bir borç kalmayacağı belirtildi.
Toplantının süren aşamalarında ise söz konusu borç dışında ayrıca Kültürevinin ihtiyaçlarının ( Sandalye -Mutfak araç gereçleri-dolap-kazan vs ile Morg'da bir adet soğutucuya ihtiyaç duyulduğunun da) bilinmesi gerektiği açıklandı.
Köy halkını kalkındırabilmek için neler yapılabileceği,
Köy halkına yönelik istanbul'da ne gibi çalışmalar gerçekleştirilebileceği,
Öğrencilerin ücretsiz sınav hazırlık kursları için adım atması,
Kadınların da aktif olarak çalışmaları desteklemesinin beklendiği belirtildi.
Çaylar yatılısının konumu, köy ilkolunun sorunları,varto derneklerinin federasyonlaşmasına bakış ile 8 kasım tarihinde kadıköy'de gerçekleştirilecek olan Büyük Alevi Mitingine katılım gibi gibi çok sayıda konunun gündeme geldiği toplantı esnasında bir kısmı daha evvel bağış yapan veya söz verip henüz bağışlarını gerçekleştirememiş köylülerimiz, diğerleri de ilk defa bağış vermeyi kabul veya beyan eden köylülerimizden olmak üzere bir miktar bağış toplanırken büyük kısmı yakın zamanda olmak üzere ocak ayına kadar yapılması taahüt edilen 5 bin liralık bir bağış sözü alınmış oldu.

TOPLANTI FOTOĞRAFLARI BURADA


Toplantı sonrasında bundan 40 gün evvel kaybettiğimiz köylümüz Ahmet(Hemet Koşar) amcanın 40' ı hayrına yemek dağıtılacağı bildirildi.Toplantı sonrasında gerçekleşen bu hayır yemeği ile Ap Emık amcamızın anısı bir kez daha yad edildil.
İçilen çaylar sonrasında işleri olanların erken, olmayanların ise yavaş yavaş ayrıldığı toplantı önümüzdeki dönemlerde yenilenmek üzere saat 17.30 sularında sona erdildi.

Haber:V.Beyazgül
Fotoğraf ve videolar: Hüseyin(Hösen) Sarıkaş,Serkan Daşkaya,Veli Beyazgül
www.vengetata.com

Toplantı nasıl duyurulmuştu
DUYURU:6 Ekim 2009 dernek Binasında bir araya gelen yönetim kurulunun aldığı karara göre İstanbul'daki Tatanlı aileler telefonla aranarak veya birebir ziyaret edilerek yapılması düşünülen ortak toplantıya davet edildiler.Köy halkının çoğunluğunun uygun olduğunu bildirdiği 18 Ekim Pazar günü saat 13.00 den sonra dernek binasında geniş katılımlı bir toplantı yapılacak..Bütün köylülerimize duyurulur...

Perşembe, Ekim 08, 2009

Köy ilkokulu ve eğitimdeki sorunlarımız


Köydeki Okulda yeni bir yıl başlarken …

Köyümüzde ilk defa eğitim 1940 ların sonlarında verilmiş, o günden bu güne uzanan 60 yıllık süreçte tek odalı köy evlerinde inanılmaz kısıtlı imkanlarla verilen eğitimden, zamanla taş duvarların soğukluğu ama; eğitimin, bir şeyler öğrenmenin, hayata ve dünyaya dair yeni şeyler kavramanın sıcaklığını taşıyan 50 yıldır içinden yüzlerce öğrencinin gelip geçtiği hayal kurduğu, oyunlar oynadığı, yaramazlıklar yaptığı, ağladığı güldüğü “Ağaç Köprü İlkokulu” na giden bir süreç yaşandığını biliyoruz.

Bu yazıyı okuyabilen köylülerimizin bir çoğu eğer Tatan’da doğmuşlarsa mutlaka Taş duvarlı mektepde okumuşlardır, hiç değilse ailelerinden birisinin bu okula dair anlatacakları bir şeyleri mutlaka vardır.

Onlarca öğretmen geldi geçti okulumuzdan biliyoruz.Öyle ki dönem dönem köydeki nüfus yoğunluğu ile birlikte bir ara komşu köylerden de öğrenci gelmesi yüzünden 4-5 öğretmenin aynı anda eğitim verdiğine de şahit oldu nicemiz. Tam da o sıralarda ihtiyaca cevap veremeyen taş duvarlı mektebin yanında 1 baraka ve sonradan yapılan ikinci taş duvarlı okul devreye girdi.

Öğrenciler de , Başarı da aynı anda azaldı !

Bu yazıyı yazan kişi olarak ben 1983-84 lü yıllardan mezun olduğum 1989 lara kadar aynı anda 95-110 arası öğrencinin ( sadece köylülerimizden oluşuyordu) eğitim gördüklerine şahidim.Peki 2009-2010 Eğitim yılına kaç öğrenciyle girdik dersiniz ? 19 öğrenci, evet sadece 19 kişi !!!...

Düşüş oranı tam olarak % 80 ( şimdiyi % 20 sayarsak)…

Bu düşüşle birlikte köyümüzdeki başarının da aynı oranda düşüş gösterdiğini de söylemek ne kadar doğru olur bilemiyorum.Çünkü başarı grafiğindeki düşüşün sebebi mantıksal düşününce nüfusla ters orantılı olması gerekirdi, şöyleki öğrenci sayısı azalınca öğretmenlerin kalan öğrencilerle birebir ilgilenmesi, onları sınavlara ve hayata hazırlamaları için daha çok zamanları olacağından başarı grafiğimizin kesinlikle artması gerekirdi.

Peki durum nedir ? önceden hemen hemen her sene köy ilkokulundan mezun olan öğrenciler parasız yatılılık vb eski zamanların sınavlarını kazanarak okumaya giderken son yıllarda ( ilköğretime dönüşen okulda 6-7-8. sınıf eğitimini genellikle çaylarda aldıktan sonra) OKS,LGS, bursluluk Fen liseleri, Anadolu liseleri, Öğretmen liselerine giriş nerdeyse sıfıra kadar düşmüş durumda.Liselerden sonra Üniversiteleri zorlayan öğrenci sayımızda da zaman zaman ( geçen sene gibi ) rekorsal yükselişler olsa da, genel fotoğrafa bakınca önemli düşüşler gözlemlediğimizi üzülerek belirtmek istiyorum.

Şimdş konuya katkı olması anlamında ek bazı bilgiler daha vermek yerinde olacaktır.


DRAMATİK BİR GERÇEK TÜM ÖĞRENCİLER BİR YERDE !

Okulda 19 öğrenci var, ancak 19 öğrencinin tamamı TEK BİR SINIFTA ve AYNI ANDA eğitimlerini sürdürmeye çalışıyor ! Yani ilkokula yeni başlayan bir 1.sınıf öğrencisi daha 6 yaşında 11 yaşındaki İlkokul 5. sınıftaki abisinin ablasının konularını dinlemek zorunda kalıyor…Bu tam bir faciadır ! Artık eğitim sistemi mi değişir, bu saçmalığı düzeltmek için kısmi düzenlemeler mi yapılır bilemiyorum; ama tek bir öğretmenle tek bir derslikte 5 sınıfı aynı anda okutmanın saçmalığının mutlaka değişmesi gerekiyor, bu insan haklarına bile aykırı bir durumdur bence… ( Hem öğretmen hem ve daha çok öğrenci için )

Bizler okurken en kötü ihtimalle 1. sınıfı kesinlikle diğerlerinden ayrı görürdük.2 ve 3. sınıflar birleşik olurdu.Sonra 4 ve 5. sınıflar da aynı ortamda eğitim görürdü.Bu da en kötü ihtimalle 3 farklı derslikte ders görmek anlamına geliyordu…yine de kötü bir durumdu ama bu kadar vahim değildi !

Her sınıfa düzenli olarak 4 öğrenci düşmüyor olabilir, gerekirse bir sınıfta sadece 2 öğrenci bile olsun, eğitim bu çocuklara daha bağımsız mekanlarda sunulmalıdır.Okullar sosyaliteyle bağların kurulduğu ilk mekanlar arasında yer almasına rağmen şu anki durumun sürmesi durumunda sosyalleşmek yerine çocuklarımız iyice içlerine kapanacak, derslerinde başarısızlıkları süreceği gibi iyice hayata küseceklerdir.Bu ne yazıkki gerçeğin kendisidir.

Tek sebep elbette tek derslik olayı değildir.Öğretmenlerin bilgisi, ilgisi veya ilgisizliği, bunun yanı sıra Ailelerin çocuklarına sahip çıkmadaki yeterlilikleri / yetersizlikleri, biraz da öğrencinin verileni alma konusundaki kapasitesinin önemli olduğunun farkındayız.

Eskiden genellikle birkaç yıl öğretmenlik deneyimi olan öğretmenler gönderilirdi köyümüze şimdilerde mezun olan yeni öğretmenlerin gelip geçtikleri ilk köylerden birisi oldu köyümüz.

Bu sorunların bir tek bizim köyde yaşanmadığını biliyoruz, ancak çözülmesini talep etmek de bizim hakkımız diyoruz.

Aydınlık bir gelecek için nüfus planlaması yapmış olmak “ cezalandırılmamız” için sebep olmamalı.Köyümüze birden fazla öğretmen gönderilmesini istemek birkaç farklı derslikte eğitim verilmesini talep etmek için çok fazla sebebimiz var…

Eski başarılarımızı anmakla yetinmek yerine yenilerine sevineceğimiz günleri görmek dileğiyle…


Haber & Gözlem:Veli BEYAZGÜL

www.VENGETATA.com

Cumartesi, Ekim 03, 2009

Taga Rasti cesmesi yeniden yapildi


Köyümüzün Batı tarafındaki ovada özellikle 1966 depreminden sonra yapılan imar planlaması ve deprem konutları sonrasında yerleşime açılan Tağa Raşti ( Ova Mahallesi ) çeşmesi zaman içinde iklim koşulları nedeniyle fazlasıyla yıpranmış depremden sonra önce 1984 yılında köydeki çeşmelerin bir kez daha yenilenmesi ile sıfırdan yapılmıştı.Ancak yapılan bu çeşme ancak 2000 li yıllara kadar varlığını sürdürdüyse de 2000 li yılların başında tekrar kısmi bir tamirata tabi tutuldu.Son yapılan tamirata rağmen çeşmedeki çatlaklar, yağmur, çamur, güneş,buz, rüzgar gibi etkenlerin de araya girmesi ile iyice büyüdü.
Ağustos 2009 da iyice çatlayan çeşmenin baştan yapılması gündeme geldi ve bu konuda mahalle halkından bir fon oluşturulması kararlaştırıldı.
Eylül ayı içerisinde işlerin bittiği bir dönemde 22 Eylül günü mahalle halkının hemen hemen tümünün bir şekilde katılımı ile çeşme yapılarak hizmete sunuldu.
Sabah saatlerinde çeşmenin nasıl olması gerektiği üzerine fikirler dile getirildi, ve çeşmenin bu kez kalıcı bir malzemeden olması gerektiği, dayanıklığının yanı sıra köyde bugüne kadar yapılmıi çeşmelerin sıradan görüntüsünden ziyade bir nebze de olsa "farklı" bir görünüm sergilemesinin önemli olduğu, çeşmelerin mahallelerin en merkezi ve en ortak noktalarında bulunan ve herkesçe kullanılan, özel mülkiyeti olmayan herkese ait güzellikler olduğundan hareketle daha özenli bir şekilde inşa edilmesi gerektiği anlatıldı.
Mahallelinin onayladığı bu düşüncelere ek olarak çeşme başı sohbetlerin geçmişimizde çok önemli hatıraları olduğu bu anlamda çeşmelerin bir anlamda köylerimizin tarihleriyle de paralellik arzettiğini de bu sohbetlerimizde dile getirdik, çaylarımızı içtik, yemeklerimizi yedik ve öğlen saatlerinde ilk harcımızı karmaya başladık.
Herkesten toplanan bir miktar paranın yanısıra kimi komşularımız kumlarını bağışlarken, bazıları boru veriyor, bir bölümümüz çimento yetmezse bir daha alabileceğini kafamızın rahat olması gerektiğini söylüyordu, bu bağışlarımıza ek olarak çalıştıkça çeşmenin ön yüzünün fayanstan yapılması fikrini de dile getirdik ve o anda çıkan fikrimizi evlerimizden getirdiğimiz fayanslarla hayata geçirdik.
Çeşmenin en altında ortasında ve en üst aşamasında kiriş görevi görebilecek taşıyıcı demirler bağlantılara güç katması amacıyla harca katılırken, çeşme önünde biriken suyun çamur yaratmaması için çift çıkışlı boru ile bu suyun gerek sulamada gerekse de diğer ihtiyaçları karşılayabilmesi için bir kaç metre uzağa dek yer altından taşınması için de elden gelen yapıldı.
İlerde isteyen büyükbaş hayvan sahiplerinin hayvanlarını sulamaları için bu boruların bitiminde en az iki adet sulak yapmaları da fikir olarak kabul edildi.
Gün bittiğinde çeşmenin kabası bitmişti.Çeşmeye sıvası yapılırken bir adet ayna da iliştirilecek ve kalan fayansları da yapıştırılarak uzun yıllar işe yaraması için belki de bundan sonra daha da iyi korunacak.
Emeği geçen mahalle halkına teşekkürlerimizi sunuyor, darısının diğer mahallelerimizde eskiyen çeşmelerin de başına olmasını diliyoruz.
[ Bu Haberimize ait diğer Fotoğraf ve Videoları ilerleyen zamanlarda sitemize ekleyeceğiz ]

www.vengetata.com

Son Yazılardan...

Şimdiye kadar sabırsızlıkla yayınlanmasını beklediğiniz başka haber ve fotoğraflar adım adım zamana yayılarak sitemizde yayınlanmaya devam edilecek.Köyden son haberler, İstanbul,İzmir,Mersin,Bursa,Ankara gibi illerde yaşayan köylülerimizin çalışmaları ile birbirleriyle iletişiminde vengetata sitesinin birleştirici gücü her geçen gün daha da artıyor.Gelişmeleri sitemiz üzerinden takip edebilirsiniz. www.VENGETATA.COM

Bu Bölümde

Güzelkent Köyü web sites VENGE TATA dan Haber ve yazı ayrıntıları yer alıyor.
Latest News

Sitemiz hakkında

Fotoğrafım
Vartonun ilk Köy Web sitesi www.vengetata.com Sitemizin her bir bölümünün kendince amaç ve işlevleri bulunmakta olup , ilerleyen süreç, değişen ihtiyaçlar ve sitenin kendi doğal amaçlarına uygun olarak zaman zaman bazı yenilikler yapılmaya devam ediliyor. Video bölümünde TATAN TV de yayımlanmış veya yayımlanacak olan video görüntülerini VENGETATA sitesi arşivine de kalıcı olarak taşımaya çalışırken diğer bir bölümde VENGETATA gazetemizin internet sayısına ulaşabilirsiniz.. .Lütfen elinizde bulunan videoları sitemize nasıl ulaştıracağınıza dair bilgi edinin. İletişim için vengetata@gmail.com adresine yazabilirsiniz.